DAVA/DOZ (2001)
Yönetmen: Gani
Şavata Senaryo: İlker Barış, Gani Şavata Görüntü Yönetmeni: Mehmet
Gün Yapım: 7. Sanat Gani Şavata, Ferhat Gündoğdu Sanat Yönetmeni: Mira
Civelek, Kurgu: Mevlüt Koçak, Negatif Kurgu: Tamer Eşkazan,
Müzik: Sezer Bağcan
Oyuncular: Gani
Şavata, Levent İnanır, Neslihan Acar, Ferhat Gündoğdu, Aysun Güven, Şermin
Karaali, Mehmet Emin Eren, Zeynep Gürsoy, Kazım Kartal, Levent Çakır, Sırrı
Elitaş, Faruk Savun, Mehtap Anıl, Zafer Atlı, Hasan Yıldız
Konu: Doğu Beyazıt'ta koruculuk sistemi
geri tepmiştir. İnsanlar göç etmeye zorlandıkları yıkıntı halindeki köylerine
geri dönmektedirler. Cezaevinde intihar eden Ramo 'nun bıraktığı mektupta,
savcı bir suç unsuruna rastlamamıştır. Ramo'nun yakınları onu defnetmek için
Ahmede Rane mezarlığına götürürler. Koruculuktan yana olan aşiret lideri
Katıroğlu ile aşiretinin korucu olmasını engellemiş Nuh Ağa'nın aşireti
arasında namus davası vardır. Katıroğlu 'nun yeğeni Kemal, Nuğ Ağa 'nın
aşiretinden olan Ramo'nun karısı Zine 'ye tecavüz etmiştir. Katıroğlu, Kemal
yeğeni de olsa "cezası ölümdür" der ve Nuğ Ağa'ya da Zine'nin
cezasının ölüm olduğunu söyler. Zine'nin kızı Barfin, geceleri arınesinin
gördüğü kabuslardan korkmaktadır. Köyün kadın öğretmeni, Zine'nin
öldürülmeyeceği konusunda, Zine'nin akrabası olan kadınları
yüreklendirmektedir. Nuh Ağa, Ramo'nun kardeşi Ansari'den Zine'yi hakka teslim
etmesini ister. Bu arada Katıroğlu aşireti cezasını infaz etmek için Kemal'i
evinden almışlardır. Ansari bu ağır yükün altına girmek istememektedir. Çünkü
karısı Şilan, Zine'nin kızkardeşidir Aşiret içinde namus için çözüm aranırken,
sorun Nuh Ağa'nın iktidarını tartışmaya dönüşür. Ansari ve diğerleri Nuh
Ağa'nın Zine'nin öldürülmesi isteğine karşı çıkmaktadır. Kemal, adamlarının
yardımıyla Rıza Emmi'nın oğlu Bedirhan'ı öldürterek kendisini öldürülmüş gibi
gösterir. Deliller ve şahitler cesedin Recep Şan oğlu Kemal'e ait olduğunu
göstermektedir. Nuh Ağa, aşiretinin önde gelenlerinden Barzan üzerinde baskı
kurarak, Ansari'nin görevni yapmasını ister. Zeynep öğretmen de, yolda
karşılaştığı Barzan'dan Zine'nin öldürülmemesini ister. Şato, kardeşi Zine'yi
gece uyurken öldürmek istese de yapamaz. Katıroğlu'nun dostu Gülizar, evde
tesadüfen Kemal'e rastlar ve onun ölmediğini anlar. Bu arada cemaatin camide
namaz kılması yasaklandığı için cemaatsiz kalan cami hocası, ayrılmayı
düşünmektedir. Kemal'in pasaportu hazırlanmış ve yurt dışına çıkması için
gereken hazırlıklar yapılmıştır. Ansari, karısı Şilan'a kimsenin yüzüne
bakamadığı için Zine'nin kardeşlerini yanında kalmasını söyler. Zeynep öğretmen
ise, Şivan'a savcılığa vermesi için dilekçe hazırlamıştır. Nuh Ağa, kemiklerle
fal bakan kadının söylediklerine sinirlenerek onu köyden sürgün ettirir.
Barzan'ın kızı Aşan, cami hocasından hoşlanmaktadır. Aşan, Ansari'nin getirdiği
halası Zine'yi eve götürür. Dolmuşla köye gitmekte olan Şato yolda jandarmalar
tarafından gözaltına alınır. Gülizar komutandan Şato'nun evine gidip
helalleşmesine izin vermesini ister. Gülizar'ın fahişe olduğunu düşünen Barzan
utanmıştır. Şivan, Katıroğlu'na giderek Zine'yi öldürmeyeceklerini söyler.
Çıkarken Kemal'le karşılaşan Şivan'la Kemal arasında çıkan kavgada, Kemal
Şivan'ı öldürür. Katıroğlu ise Kemal'i öldürtür. Gülizar minübüs şoförü Reşo'ya
Kemal'in ölmediğini söylediğinde, Reşo ona kocasını da Katıroğlu'nun
öldürdüğünü söyler. Adamlarına Gülizar'ı da öldürten Katıroğlu, kadın kılığına
girerek kaçmaya çalışır. Bu arada Zine yüksek bir yamacın kıyısında kendini
öldürmek isterken, ona doğru koşan kızı Barfin boşluğa yuvarlanır.
Katıroğlu'nun evini Reşo'yla birlikte basan Barzan, kardeşi Şivan'ın cesedini
bulur. Katıroğlu'nun adamlarını öldüren Barzan ve Reşo tutuklanırlar.
“Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında
Türk Sineması” syf, 300”
Ödül:
Ankara
Uluslar arası Film Festivali’nde 2001
► “En iyi Sanat Yönetmeni”
Mira Civelek
&
Gani Rüzgar Şavata, ülkemizin önemli sorunlarından olan, çözülemeyen feodal
ilişkilerden kaynaklanan kan davası ve namus cinayetleri gibi, insan yaşamını
hiçe sayan olgular üzerine kurmuş öyküsünü. Öncelikle; Şavata'nın filminin
gerek mekan kullanımı, gerekse de belli bir yöreye özgü dialekt ve insan
tiplemesini yansıtması açısından başarılı oldöncelikle görünen bu artılarının
yanında öyküsünü geliştirebilmesi açısından gereksinmesi olan, sağlam bir
dramatik yapıdan uzak kaldığı dikkati çekiyor. İki aşiretin aralarında ortaya
çıkan bir namus meselesinin, filmin eksenine oturduğu sinematografik olay
örgüsü zayıf görünüyor. Aslında yaşadığımız ülkenin çok temel sorunlarına
parmak basan bir öyküde, belki de belirgin bir öyküden çok, eleştirilen durumla
özdeşleşme yaratılması daha etkili olabilirdi. Fakat filmin bütününe
baktığınızda, hapisteyken ölen Hamo'nun karısı Zine'nin tecavüze uğraması ve bu
bağlamda Katıroğlu aşiretiyle, Nuh Ağa aşiretinin arasında çıkan gerginlik
dışında bir şey yok. Şüphesiz başlı başına böyle bir dramatik durum bir filmi
sürükleyebilir. Ama Doz filminin bütünü Nuh Ağa ve Zine 'nin kardeşleri
arasında bir infazın yapılamaması problemine dönüşüyor. Bu arada Katıroğlu
aşiretinin onursuz davranışları, neredeyse Türk sinemasının bütününe hakim olan
bir durumu, Şavata'nın filminde yeniden ortaya çıkarıyor; iyi adamlarla kötü
adamların mücadelesi. Filmi de bu çok beylik durumdan kaynaklanan kontrast
üzerine oturtmaya başladığınızda ise, tekrara düşmeye başlayan sahneler
kaçınılmaz hale gelmeye başlıyor.
Diğer yandan, gerek kamera çalışması ve
mekan duygusunu pekiştiren aydınlatma tasarımının, gerekse de tümünü kapsamasa
da idare edebilecek oyunculuk düzeyi filmin artılarını oluşturuyorlar. Ayrıca
öğretmen Zeynep ve Cami hocası gibi karakterlerin didaktik söylevler çekme
yerine, olay örgüsünde belli durumlara katkıları olan karakterler olarak
çizilebilmeleri söz konusu olsaydı, filmin yan mesajlarını daha etkili hale
getirmek olanaklı olabilirdi. Bütüne bakıldığında ise, bir filmin gereksindiği
koşulların neredeyse tümünün kotarıldığı izlenimi veren, fakat iletilen mesaj
açısından geleneksel söylemin dışına taşamayan bir film olarak göze çarpıyor
Doz. Gerçekçilik açısından daha önce belirtilen sorunları yansıtmakta belli bir
düzeyin tutturulması da tek başına yeterli olmuyor. Bir sanatçıdan ortaya
koyduğu yapıt aracılığıyla değişmeyen yazgıyı sergilemek yerine, aynı zamanda
değişim alternatifleri önermesini beklemek de uygun olurdu. Bu saptamayla,
büyük değişim önermeleri üreten bir film kastedilmiyor, tersine durumları öne
çıkaran bir sinemanın önemini ve bu bağlamda ele alınabilecek bir sinemasal
anlatımın daha etkili olabileceğini vurgulamak gerekiyor. Doz gibi filmlerin
etkisini güçlendirebilmek ise, aşılamayan ve pek çok dramatik olaya neden olan
kan davası, namus cinayetleri gibi olguları sergilerken onları üreten koşullara
da eleştirel bakabilmeyi gerektirirdi. Filmin geçmiş ve şimdiki zaman
arasındaki geçişli kurgusu olayın serimi açısından işlevsel görünüyor.
“Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında
Türk Sineması” syf, 301
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder