Powered By Blogger

15 Aralık 2022 Perşembe

 

DAVA/DOZ (2001) 


Yönetmen: Gani Şavata Senaryo: İlker Barış, Gani Şavata Görüntü Yönetmeni: Mehmet Gün Yapım: 7. Sanat Gani Şavata, Ferhat Gündoğdu Sanat Yönetmeni: Mira Civelek, Kurgu: Mevlüt Koçak, Negatif Kurgu: Tamer Eşkazan, Müzik: Sezer Bağcan

Oyuncular: Gani Şavata, Levent İnanır, Neslihan Acar, Ferhat Gündoğdu, Aysun Güven, Şermin Karaali, Mehmet Emin Eren, Zeynep Gürsoy, Kazım Kartal, Levent Çakır, Sırrı Elitaş, Faruk Savun, Mehtap Anıl, Zafer Atlı, Hasan Yıldız

Konu: Doğu Beyazıt'ta koruculuk sistemi geri tepmiştir. İnsanlar göç etmeye zorlandıkları yıkıntı halindeki köylerine geri dönmektedirler. Cezaevinde intihar eden Ramo 'nun bıraktığı mektupta, savcı bir suç unsuruna rastlamamıştır. Ramo'nun yakınları onu defnetmek için Ahmede Rane mezarlığına götürürler. Koruculuktan yana olan aşiret lideri Katıroğlu ile aşiretinin korucu olmasını engellemiş Nuh Ağa'nın aşireti arasında namus davası vardır. Katıroğlu 'nun yeğeni Kemal, Nuğ Ağa 'nın aşiretinden olan Ramo'nun karısı Zine 'ye tecavüz etmiştir. Katıroğlu, Kemal yeğeni de olsa "cezası ölümdür" der ve Nuğ Ağa'ya da Zine'nin cezasının ölüm olduğunu söyler. Zine'nin kızı Barfin, geceleri arınesinin gördüğü kabuslardan korkmaktadır. Köyün kadın öğretmeni, Zine'nin öldürülmeyeceği konusunda, Zine'nin akrabası olan kadınları yüreklendirmektedir. Nuh Ağa, Ramo'nun kardeşi Ansari'den Zine'yi hakka teslim etmesini ister. Bu arada Katıroğlu aşireti cezasını infaz etmek için Kemal'i evinden almışlardır. Ansari bu ağır yükün altına girmek istememektedir. Çünkü karısı Şilan, Zine'nin kızkardeşidir Aşiret içinde namus için çözüm aranırken, sorun Nuh Ağa'nın iktidarını tartışmaya dönüşür. Ansari ve diğerleri Nuh Ağa'nın Zine'nin öldürülmesi isteğine karşı çıkmaktadır. Kemal, adamlarının yardımıyla Rıza Emmi'nın oğlu Bedirhan'ı öldürterek kendisini öldürülmüş gibi gösterir. Deliller ve şahitler cesedin Recep Şan oğlu Kemal'e ait olduğunu göstermektedir. Nuh Ağa, aşiretinin önde gelenlerinden Barzan üzerinde baskı kurarak, Ansari'nin görevni yapmasını ister. Zeynep öğretmen de, yolda karşılaştığı Barzan'dan Zine'nin öldürülmemesini ister. Şato, kardeşi Zine'yi gece uyurken öldürmek istese de yapamaz. Katıroğlu'nun dostu Gülizar, evde tesadüfen Kemal'e rastlar ve onun ölmediğini anlar. Bu arada cemaatin camide namaz kılması yasaklandığı için cemaatsiz kalan cami hocası, ayrılmayı düşünmektedir. Kemal'in pasaportu hazırlanmış ve yurt dışına çıkması için gereken hazırlıklar yapılmıştır. Ansari, karısı Şilan'a kimsenin yüzüne bakamadığı için Zine'nin kardeşlerini yanında kalmasını söyler. Zeynep öğretmen ise, Şivan'a savcılığa vermesi için dilekçe hazırlamıştır. Nuh Ağa, kemiklerle fal bakan kadının söylediklerine sinirlenerek onu köyden sürgün ettirir. Barzan'ın kızı Aşan, cami hocasından hoşlanmaktadır. Aşan, Ansari'nin getirdiği halası Zine'yi eve götürür. Dolmuşla köye gitmekte olan Şato yolda jandarmalar tarafından gözaltına alınır. Gülizar komutandan Şato'nun evine gidip helalleşmesine izin vermesini ister. Gülizar'ın fahişe olduğunu düşünen Barzan utanmıştır. Şivan, Katıroğlu'na giderek Zine'yi öldürmeyeceklerini söyler. Çıkarken Kemal'le karşılaşan Şivan'la Kemal arasında çıkan kavgada, Kemal Şivan'ı öldürür. Katıroğlu ise Kemal'i öldürtür. Gülizar minübüs şoförü Reşo'ya Kemal'in ölmediğini söylediğinde, Reşo ona kocasını da Katıroğlu'nun öldürdüğünü söyler. Adamlarına Gülizar'ı da öldürten Katıroğlu, kadın kılığına girerek kaçmaya çalışır. Bu arada Zine yüksek bir yamacın kıyısında kendini öldürmek isterken, ona doğru koşan kızı Barfin boşluğa yuvarlanır. Katıroğlu'nun evini Reşo'yla birlikte basan Barzan, kardeşi Şivan'ın cesedini bulur. Katıroğlu'nun adamlarını öldüren Barzan ve Reşo tutuklanırlar. “Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında Türk Sineması” syf, 300”

 

Ödül:

Ankara Uluslar arası Film Festivali’nde 2001

► “En iyi Sanat Yönetmeni” Mira Civelek

& Gani Rüzgar Şavata, ülkemizin önemli sorunlarından olan, çözülemeyen feodal ilişkilerden kaynaklanan kan davası ve namus cinayetleri gibi, insan yaşamını hiçe sayan olgular üzerine kurmuş öyküsünü. Öncelikle; Şavata'nın filminin gerek mekan kullanımı, gerekse de belli bir yöreye özgü dialekt ve insan tiplemesini yansıtması açısından başarılı oldöncelikle görünen bu artılarının yanında öyküsünü geliştirebilmesi açısından gereksinmesi olan, sağlam bir dramatik yapıdan uzak kaldığı dikkati çekiyor. İki aşiretin aralarında ortaya çıkan bir namus meselesinin, filmin eksenine oturduğu sinematografik olay örgüsü zayıf görünüyor. Aslında yaşadığımız ülkenin çok temel sorunlarına parmak basan bir öyküde, belki de belirgin bir öyküden çok, eleştirilen durumla özdeşleşme yaratılması daha etkili olabilirdi. Fakat filmin bütününe baktığınızda, hapisteyken ölen Hamo'nun karısı Zine'nin tecavüze uğraması ve bu bağlamda Katıroğlu aşiretiyle, Nuh Ağa aşiretinin arasında çıkan gerginlik dışında bir şey yok. Şüphesiz başlı başına böyle bir dramatik durum bir filmi sürükleyebilir. Ama Doz filminin bütünü Nuh Ağa ve Zine 'nin kardeşleri arasında bir infazın yapılamaması problemine dönüşüyor. Bu arada Katıroğlu aşiretinin onursuz davranışları, neredeyse Türk sinemasının bütününe hakim olan bir durumu, Şavata'nın filminde yeniden ortaya çıkarıyor; iyi adamlarla kötü adamların mücadelesi. Filmi de bu çok beylik durumdan kaynaklanan kontrast üzerine oturtmaya başladığınızda ise, tekrara düşmeye başlayan sahneler kaçınılmaz hale gelmeye başlıyor.

Diğer yandan, gerek kamera çalışması ve mekan duygusunu pekiştiren aydınlatma tasarımının, gerekse de tümünü kapsamasa da idare edebilecek oyunculuk düzeyi filmin artılarını oluşturuyorlar. Ayrıca öğretmen Zeynep ve Cami hocası gibi karakterlerin didaktik söylevler çekme yerine, olay örgüsünde belli durumlara katkıları olan karakterler olarak çizilebilmeleri söz konusu olsaydı, filmin yan mesajlarını daha etkili hale getirmek olanaklı olabilirdi. Bütüne bakıldığında ise, bir filmin gereksindiği koşulların neredeyse tümünün kotarıldığı izlenimi veren, fakat iletilen mesaj açısından geleneksel söylemin dışına taşamayan bir film olarak göze çarpıyor Doz. Gerçekçilik açısından daha önce belirtilen sorunları yansıtmakta belli bir düzeyin tutturulması da tek başına yeterli olmuyor. Bir sanatçıdan ortaya koyduğu yapıt aracılığıyla değişmeyen yazgıyı sergilemek yerine, aynı zamanda değişim alternatifleri önermesini beklemek de uygun olurdu. Bu saptamayla, büyük değişim önermeleri üreten bir film kastedilmiyor, tersine durumları öne çıkaran bir sinemanın önemini ve bu bağlamda ele alınabilecek bir sinemasal anlatımın daha etkili olabileceğini vurgulamak gerekiyor. Doz gibi filmlerin etkisini güçlendirebilmek ise, aşılamayan ve pek çok dramatik olaya neden olan kan davası, namus cinayetleri gibi olguları sergilerken onları üreten koşullara da eleştirel bakabilmeyi gerektirirdi. Filmin geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki geçişli kurgusu olayın serimi açısından işlevsel görünüyor. “Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında Türk Sineması” syf, 301

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder