ZÜMRÜT/ Gözlerim Aklına
Gelirse (2000)
Yönetmen
Özer
Kızıltan Senaryo Nuran Devres “Lütfi Ö. Akad'ın 1959 yapımı
"Zümrüt'ün ikinci çevirimi.” Eser: İhsan İpekçi Görüntü
Yönetmeni Soykut Turak, Müzik İlhan Yabantaş, Yapım Plato
Film Sinan Çetin Sanat Yönetmeni: Dilşat Zülfikaroğlu, Kurgu: Murat
Bor, Yapım Asistanı: Murat Kahraman Özalp, Yönetmen Yardımcısı: Çiğdem
Sezgin, Focus Puller: Oktay Başpınar,
Oyuncular: Yasemin Alkaya
(Feride), Toprak Sergen (Selim), Nail Kırmızıgül (Fuat), Suna Selen (Vasfiye),
Rezzan Akçatepe, Öktem Özses, Bengi Heval Öz, Alp Öyken (Sadun), Mehmet Ulay
(Avukat Nejat)
Konu: Fuat, Selim ve Nermin yakın
arkadaştırlar ve tıp eğitimi almaktadırlar. Selim bir sabah okuldaki sınavlara
gecikince, Fuat ve Nermin telaşlanmışlardır. Nefes nefese son anda sınava
yetişen Selim, sınav esnasında rahatsızlanarak bayılır ve hastaneye kaldırılır.
Selim babasını kaybetmiş ve bu yüzden ekonomik sıkıntı çekmektedir. Onu seven
hocalarından Münür, Selim'e yatalak bir işadamı olan arkadaşı Sadun'un bakımına
yardımcı olması için iş bulur. Selim, Sadun'la görüşmek için adadaki köşküne
gider. Bu arada Sadun'un karısı Feride'nin arkadaşları gelmiştir. Genç kadın
arkadaşlarıyla dışarı çıkacağını Sadun'a haber vermeye geldiğinde, görevli
Sadun'a Selim'in geldiğini haber verir. Feride kocasına yardım etmekte sorumsuz
davranmaktadır. Bu arada Selim, Feride'yi tanıdıkça ona tutkuyla bağlanmaya
başlamıştır. Feride ve Selim arasında bir ilişki başlamıştır. Selim, kız
arkadaşı Nermin'e de mesafeli davranmaya başlamıştır. Bir gece Sadun beyin yan
odasında sevişirlerken, onlara sesini duyuramayan yaşlı adam ölür. Sadun 'un
ölümünden suçluluk duyan Selim, mecburi hizmet için İstanbul dışına gitmeye
karar verir. Selim, eşyalarını toplamaya adaya gittiğinde Feride, ondan
gitmemesini ister. Selim bu isteği kabul etmez ve İstanbul'dan ayrılır. Fuat'la
Feride bir partide tanışarak birlikte olurlar. Feride'ye aşık olan Fuat, annesi
Vasviye'ye Feride ile evlenmek istediğini söyler. Fuat, Selim ile Nermin'i
Feride ile tanıştırmak için evine yemeğe davet eder. Karşılaşma Feride ve Selim
için bir şok olur. Selim, gerçeği Fuat'a açıkladığında Fuat inanmak istemez. Bu
arada Feride'yle Fuat'ın ilişkisi açmaza girmeye başlamıştır. Alkol bağımlısı
haline gelen Fuat' ın elleri titremeye başlamıştır. Fuat, mesleki açıdan
sorunlar yaşamakta ve her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Fuat,
parasızlıktan reşit olmayan birine kürtaj yaptığı için savcılığa çağrılınca
intihar eder. Feride en sonunda Sadun'un avukatıyla yaşamaya başlamıştır. Bir
gece onu terk ederek Selim'in evine gider. Selim kendisine ilgi göstermeyince
geri dönmek için Selim'le gara giden genç kadın trenin altına atlayarak intihar
eder.
Zümrüt, "20. Yüzyılın Son Beş Yılında
Türk Sineması" kitabının içinde yer alması düşünülmeyen bir film olmasına
karşın, kendi içindeki türe örnek oluşturması amacıyla kitaba dahil edilmiştir.
Çünkü Zümrüt ve benzeri başka filmler, Sinan Çetin' in Plato Filmcilik'i ile
CİNE 5'in işbirliğiyle oluşturulan bir proje kapsamında televizyon için eski
Yeşilçam filmlerinin yeniden çevirimini içermektedir. Olayı böyle ele
aldığınızda, aslında Zümrüt hakkında söylenebilecek fazla bir şey yok. Çünkü bu
film ve diğerleri, örneğin; Ağaçlar Ayakta Ölür, Artık Sevmeyeceğim, Bomba Gibi
Kız, Fosforlu Cevriye vb. gibi bir çeşit sipariş mantığıyla üretilmişlerdi. Ayrıca
günümüzde Yeşilçam sinemasını destekleyen koşullar sinema salonları yerine
televizyonda devam ettiği için, Zümrüt ve diğerleri de kendilerine bu mecrayı
hedef seçerek üretiliyorlar. Film, geçmişin klişelerini çağdaş bir cilayla
yeniden gündeme getiriyor. Diğer yandan iyi teknik olanaklar, inandırıcı bir
atmosfer oluşturma gibi artılara sahip. Fakat oyunculuk açısından aynı şeyleri
söylemek kolay değil. Örneğin Toprak Sergen ve Yasemin Alkaya bazı sahnelerde
gülmemek için kendilerini zor tutuyormuşçasına bir oyunculuk sergiliyorlar.
Şüphesiz bu filmleri prototipIeri ile de kıyaslamak doğru olmaz. Çünkü o
filmlerde bugünün estetiğiyle baktığımızda pek çok unsur yavan gibi görünse de
sanatçısından teknik adamına, set işçisine kadar inanmış kişiler çalışıyorlardı.
Zümrüt ve diğer filmler, sinemaya adım
atmak isteyen sinema okulu mezunu genç sinemacılar için de deneyim kazanmak
için önemli bir olanak yaratıyor. Bu açıdan bakıldığında Zümrüt'ün yönetmeni
Özer Kızıltan'da böyle bir proje aracılığıyla televizyon için olsa da ilk uzun
metrajlı filmini çekme olanağını bulmuş . “Prof.Dr.Alim Şerif
Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında Türk Sineması” syf,
292”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder