MARTILAR AÇKEN (2002)
Senaryo ve Yönetmen: Bülent
Pelit Görüntü Yönetmeni: Levent
Pelit, Müzik: Erhan Güleryüz, Mazlum Çimen Yapım: Galata
Film/Kenan Yılmaz, Hidayet Pelit Kurgu: Gökhan Kılıç, Sanat
Yönetmeni: Müjdat Saylav,
Oyuncular: Meral Oğuz
(Mehtap), Umut Ulaş (Akın), Ümit Belen (Polis Metin), Murat Şen, Haldun Boysan
(Kaptan), Ümit Çırak (Şeref), Gözde Uyar, Merih Fırat, İstemi Betil, Sefa
Zengin, Uğur Aslanoğlu, Necdet Kökeş, Attla Eroğlu, Yaman Tüzcet
Konu:
Akın Özkan isimli bir genç, cebinde 750 bin lirayla gözaltında tutulduğu polis
merkezinden serbest bırakılır. Dışarı çıkan Akın'ın sarası tutmuştur.
Polislerin yardımıyla revire kaldırılan Ali, altı aydır iğne olamamıştır. Metin
polistir ve gözaltında olan birine yasadışı davranışı nedeniyle açığa alınmıştır.
Her türlü kirli işi çeviren Kaptan, havuz başında güneşlenirken Süslü İhsan onu
arar. Ondan 18 yaşını henüz doldurmuş bir kıza, Karaköy'de çalışması için
vesika bulmasını ister. Kaptan, oğlu Şeref'in yardımcı olabileceğini söyler.
Serbest bırakılan Akın, evine gider ve falakadan şişmiş ayaklarına suda masaj
yapar. Akın'ın annesi Mehtap, Kaptan'a uzun süre sermayelik yapmış eski bir
fahişedir. Açığa alınan komiser Metin'in morali bozuktur. Nişanlısı Kübra'nın
evine giden Metin'e, Kübra'nın babası Ali, nişanı bozduklarını söyler. Hikmet,
Hamza'nın kahvesinde oyun oynarken dostu onu arar. Hikmet, Hamza'yla atışır.
Süslü İhsan, kıza vesika alabilmek için Şeref'le bir parkta buluşarak yardım
ister. Mehtap oturmak için geldiği parkta Şeref'i görür ve ona saldırır. O
esnada İhsan'la geelen kız, kargaşadan yararlanarak kaçar. Akın ise Hikmet'le
birlikte esrar içerken, Hikmet'in dostu gelir ve içmeye birlikte devam ederler.
Dostu Hikmet'in üstelemelerine karşın onu reddederek uyumaya gider. Hikmet,
Hamit adında birini arayarak iki kadın ayarlar. Gürültüye uyanan Hikmet'in
dostu, kadınları evden kovar. Açığa alınan polis, kaldığı odanın bitişiğindeki
sevişme seslerinden rahatsız olarak silahına davranır. İçine düştüğü durumdan
rahatsız olan komiser Metin, kafasına dayadığı silahı ateşleyemez. Bu arada
Akın, annesiyle para yüzünden evde kavga eder. Hikmet, Akın'a boşa
çalıştıklarını söylemektedir. Ona köye gidip esrar ekmeyi teklif eder. Metin,
Naci Kaptan'a gitmiş ve onun taksisinde çalışma konusunu görüşmüştür. Akın' ın
annesi para bulmak için eski dostu bir pavyon sahibine gider ama adamdan elli
milyon liralık bir yardım dışında umduğunu bulamaz. Mehtap, biraz para
kazanabilmek için bir arkadaşıyla birlikte kendilerine yabancı süsü veren iki
genci evine getirir. Gençler, kadınları kloroform ile uyutarak değerli
eşyalarını çalarlar. Bu sırada kendilerine gelmeye başlayan kadınları öldürerek
kaçarlar. Akın, oldukça üzgün bir halde annesini, Hikmet ve dostunun katıldığı
cenaze merasimiyle defneder. Bu arada Kaptan, müridi olduğu bir hoca efendiyle
birlikte, komiser Metin'i Yozgat'taki Ermeni hazinesini bulmak konusunda ikna
etmeye çalışmaktadır. Hoca efendi, her türlü düzenbazlığı yapan biridir. Hoca
abdest tutmayacak bir gence ihtiyaç olduğunu söyler. Kaptan bunun üzerine
Akın'ın evinin kapısına, Akın'la ilişki kurabilmek için zarf içinde para
bırakır. Bu arada Şeref, Akın'ı ikna etmek için bir oyun tezgahlamıştır. Oyunun
başarıya ulaşabilmesi için Şeref'in oğlunun sünnet düğünü için Yozgat' taki
köye gidilir. Ermeni hazinesi için cinci hoca efendinin talimatları gereği
komiser toprağı kazarken Akın'da toprakları atmaktadır. Kazı sırasında sara
nöbeti tutan Akın'a, hoca cinlerin saldırdığı, etraflarını sardığı gerekçesiyle
Kaptan'dan Akın'ı öldürmesini ister. Hocanın dediğinden dışarı çıkmayan Kaptan,
paniğe kapılarak elinde tuttuğu komiserin silahıyla Akın'ı öldürür.
39.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde (15 Ekim 2002)
►Meral
Oğuz "en iyi kadın oyuncu".
&
Aslında filmin sorunu, ele aldığı marjinal dünya ve o dünyanın doğal bir
parçası olarak kabul edilebilecek öğelerin kullanıml değil. Hatta bu açıdan
filmin cesur ve samimi olduğunu da söyleyebiliriz. Ne var ki Bülent Pelit,
Martılar Açken'de marjinal denilebilecek insanların hayatlarını oldukça
"çıplak" (estetik açıdan yeterince giydirilmemiş) bir dille anlatmayı
tercih ediyor. Sinema dili açısından olgunlaşmamış, incelmemiş bir yapısı var
filmin. Görsel anlatımın, ustaca kurulmuş mizansenIerin, zekice bulunmuş
sözlerin, kestirmeden gitmenin yerine çokluk söze dayalı, neredeyse sadece
hikayesine ve oyuncularına yüklenen ve gerçekte oldukça düz bir yapı... bütün
bunlar seyircinin filmle ilişki kırmasını zorlayıcı türden unsurlar. Oysa bu
türden bir çarpıcı hayat hikayesinin aynı çarpıcılıkta görsel anlatımı
kurabilmiş olsa çok daha dikkate değer bir film olabilirdi Martılar Açken.
(İbrahim Türk, Alt yazı D., S.:14, Ocak 2003)
& Meral
Oğuz, 1989 yılında o zamanlar şenlik olarak adlandırılan Antalya'dan Yavuz
Özkan'nın yönettiği 'Film Bitti'deki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
ödülüyle dönmüştü, 39. Antalya Film Festivali'nde ise Oğuz, En İyi Kadın Oyuncu
ödülünü kucakladı. Böylece bir kadın oyuncu için önemli olan Altın Portakal'ın
iki kategorisine de ismini yazdırdı.
'Yumuşak
Ten'den sonra beyazperdede pek görünmeyen Oğuz, yıllar sonra Bülent Pelit'in
yönettiği 'Martılar Açken'de gözden düşmüş bir hayat kadını rolüyle karşımıza
çıktı. Bülent Pelit 'Martılar Açken'de marjinal bir dünyayı beyazperdeye
taşırken, filmde bol bol küfür ediliyor, esrarlar çekiliyordu. Filmin
Antalya'da yapılan galasında da bu iki unsur seyircinin dikkatini çekmiş
tartışma çıkmıştı.
Meral
Oğuz "Gerçekleri beyazperdeye taşıma gibi bir derdiniz varsa bunlar filmde
olacak" diye eleştirilere cevap vermişti. Oğuz, festivalin sonuçlarının
açıkladığı basın toplatısında aldığı ödüle sevindi ama yapımın ilk üçe
girememesi üzerine "benim ödül almam önemli değil önemli olan filmin ödül
alması" diyerek tepkisini de gösterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder