DOKUZ (2002)
Oyuncular: Serra Yılmaz
(Saliha), Ali Poyrazoğlu (Firuz), Cezmi Baskın (Salim Fikret Kuşkan (Tunç),
Ozan Güven (Kaya), Rafa Radomisli (Amerikalı), Esin Pervane (Kirpi), Fuat Onan
(Manav), Sezgin Devran (Kaya nın Nişanlısı),
Konu: Bir cinayet olayı sorgulamasının öyküsü. İstanbul un yoksul bir
mahallesinde evsiz barksız güzel bir genç kız tecavüze uğrayarak vahşice
öldürülmüşıür. Kirpi (Esin Pervane) adlı kurban kızın kim olduğu ve nereden
geldiiği konusunda çeşitli söylenti/er vardır. Kimine göre Yahudi, kimine göre
de fahişedir. Bu olay nedeniyle mahalleden altı kişi, polis tarafindan sorguya
alınır. Polisin video ya çektiği sorgulamada mahalle sakinlerinden nişan,
düğün, sünnet törenleri fotoğrafçısı Firuz (Ali Poyraazoğlu), eski solcu Salim
(Cezmi Baskın), bitrim delikanlı Tunç (Fikret Kuşkan), uçuk kaçık Amerikalı
(Rafa Radomisli), herkese karşı önyargılı muhafazakar Saliha (Serra Yılmaz) ve
babasız büyüttüğü oğlu Kaya (Ozan Güven) çelişkili açıklamalarda bulunurlar.
Çelişkili ve karmaşık ifadeler üzerine kurulu sorgulama, mahallenin tüm eski
sırlarını, gizli tarihini ortaya çıkarır. İstanbul'un kenar mahallelerinden
birinde, herkesin 'Kirpi' olarak tanıdığı kimsesiz bir sokak kızının vahşice
öldürülmesi üzerine polis cinayetle ilgisi olabilecek altı kişiyi sorguya alır.
Tedirgin ve evhamlı fotoğrafçı Firuz, kırtasiye dükkanı işleten eski solcu
Salim, ev kadını Saliha ve oğlu Kaya, milliyetçi delikanlı Tunç, 'Amerikalı'
adıyla tanınan yarı deli bir adam, olağan şüpheli konumundadırlar. Polisin
elinde kızın çıplak görüntülerinin yer aldığı video kasetler vardır. Sorgulama
ilerledikçe, mahallenin geçmişinde saklı şiddet, görünenin ardındaki gerçekler
ve basit yaşam ayrıntılarına sinmiş faşizm ortaya çıkar.
1986'da "Milyarder" ve
"Teyzem"in senaristi olarak dikkat çekerek günümüze dek uzun bir
senaryo yolu kat eden Ümit Ünal'ın ilk kez yönetmen olarak imza attığı
"9", atmosferinin gerektirdiği biçimde tümüyle dijital kamerayla
çekilmiş, deneysel sularda yüzen bir çalışma. 21. Uluslararası İstanbul Film
Festivali'nde En İyi Film seçilip Serra Yılmaz'a En İyi Kadın Oyuncu ödülü
kazandıran yapıt, sansür kuruluna takılmış ve gösterimi tehlikeye girmiş, ancak
Türkiye'nin 2003 Oscar adayı olunca rahat nefes alabilmişti.
Üslubuyla, diliyle, görselliğiyle ve anlattıklarıyla farklı ve
irkiltici olarak tanımlanabilecek "9"un neredeyse tamamı, sorgu
odasındaki karakterlerin polis kamerasına konuşmalarından oluşur. Merih Özatay
tarafından hazırlanan, kaosu harlandıran tarzdaki Zen müziğinin eşlik ettiği
jenerik de hayli ilginçtir. Altı kişinin sorgulandığı, ancak toplam 9 kişinin
göründüğü film '6' ile '9'un benzerlikzıtlık ilişkisi üzerinden seyirciye de
anlamlandırma alanları açıp, insan aklının karanlık köşelerinin kazılması
sürecine davetiye çıkarır. Belki de, kim bilir, filmdeki dokuzuncu kişiye
dikkat çekmek istemiştir Ümit Ünal, ya da altı kişi kurbanını aramaktadır.
İtiraf edilmeyen gerçekler, suçu
başkasının üzerine yıkma çabalan, paniklemeler, tutarsızlıklar, çelişkiler,
yalanlar, deliye dönmeler, cinayet öncesinde bir âlem gecesi yaşandığının
anlaşılması, baş döndürücü bir gerçekkurgu girdabına çeker seyirciyi.
"İsterseniz ben bir hikaye anlatayım, gerçek 0lsun," diyen bir şüpheliye ne kadar,
nereye kadar inanılabilir? Baştan sona bu ve benzeri 'rahatsız edici' sorularla
baş başa kalır "9"u seyredenler, heyecan verici bir kafa
karışıklığına kapılıp giderler. . Kısacası, bir cinayetin anatomisidir
"9". Toplumsal otopsinin filmidir de denilebilir rahatlıkla. (Sinema,
En İyi 100 Film)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder