EYLÜL FIRTINASI (1999)
Yönetmen: Atıf Yılmaz, Senaryo:
Gaye Boralıoğlu, Müzik: Tamer Çıray, Görüntü Yönetmeni: Erdal
Kahraman, Kurgu: Mevlüt Koçak, Yapım: Delta Film/Atıf Yılmaz Ulus Filmcilik/İskender Ulus, Ortak Yapımı
Oyuncular: Tarık Akan,
Zara, Kutay Özcan (Çocuk Oyuncu) Deniz Türkali, Hazım Körmükçü, Oktay Sözbir,
Meral Çetinkaya, Cezmi Baskın, Yosi Mizrahi, Selahattin Duman, Zeynep Casalini,
Ceren Sarp, Meral Çetinkaya, Cezmi Baskın, Cengiz Tünay, Ayten Uncuoğlu, Mesut
Akusta
Konu: 12 Eylül İhtilali her şeyin
üzerinden silindir gibi geçmiştir. Rasim, vatan haini olduğu gerekçesiyle polis
tarafından aranmaktadır. Polis, Rasim'in karısı Ayten'i de içeri almış Rasim'in
yerini öğrenebilmek için ona işkence yapmaktadır. Ayten'de davanın içinde olan
yürekli bir kadındır. Bu arada Rasim'in evine baskın yapan polis, küçük oğlu
Metin'in ağzından babası hakkında bilgi almaya çalışır. Küçük Metin'in çocuksu
saflığına bile tahammül edemeyen polisler, bakıcı kadınla çocuğu da merkeze
götürürler. çocuğu alması için dedesi Hüseyin Avcı'ya haber gönderirler. Bu
arada küçük Metin'i annesinin yanına hücreye koyarlar. Metin'in dedesi Hüseyin
Avcı, küçük çocuğu almaya gelir ve çocukla birlikte yaşadığı adaya dönerler.
Eski bir efe olan Hüseyin Avcı'ya yörede herkes efe demektedir. Hüseyin efenin karısı
Sultan, yataktan kalkamayacak kadar hastadır. Kızının başına gelenler Sultan
hanımı çok yıpratmıştır. Efe ve karısının en büyük dostları, eski bir hakim
olan Muhsin beyin karısı Şerife'dir. Kocası ölen kadının kimseye müdanası
yoktur. Şerife hanım, hem Sultan'a yardımcı olmakta, diğer yandan küçük çocukla
ilgilenmektedir. Şerife hanımın frapan giysileri ve Hüseyin efeye karşı
gösterdiği yakınlık, adada ekmek fırını işleten yobaz Emin tarafından sürekli
eleştirilmektedir. Emin'in baskı yaptığı küçük kızı Hatice ise Metin'le iyi
arkadaş olmuştur. Bu arada Rasim'in de isminin olduğu arananlar listesi, adada
her yere asılmıştır. Metin, annesinin çocukluk arkadaşı ve yazar olan Sadık'la
iyi bir dostluk kurmuştur. Ayten' den mektup getiren arkadaşlarının
gelmesinden sonra bir gurup polis ve asker Rasim'i aramak için evi basarlar.
Evi hoyratça ararlarken gürültülerden aşağıya inen Sultan, kocası Hüseyin
efenin kolları arasında ölür. Rasim'in yakalanması üzerine Ayten'i serbest
bırakırlar. Ay ten perişan bir şekilde arkadaşları tarafından babasının evine
getirilir. Efe kızının durumunu görünce yıkılmıştır. Bu arada Rasim itirafçılık
yaparak serbest kalmıştır. Zayıf karakterli olan adam, öldürülmekten
korktuğundan yurt dışına kaçmaya karar vermiştir. Bu arada karısını ve çocuğunu
son kez görebilmek için adaya gelir. Rasim’le olan ilişkisinde ne kadar yanlış
yaptığının farkına varan Ayten, çocukluk arkadaşı ve onu hep sevmiş olan
Sadık'la yakınlaşır.
Yeniden büyük bir operasyon yapılacağı
haberi üzerine arkadaşları Ayten'i AIImanya'ya kaçırırlar. Operasyon esnasında
Sadık'da tutuklanmıştır. Ayten, düzenini kurduktan sonra Metin'i yanına
Almanya'ya aldırmıştır. Kızının ve kendilerinin yaşadıkları acıların nedenini
bir türlü çözemeyen Hüseyin Efe'nin ise akli dengesi bozulmaya başlamıştır.
Diğer yandan hapisten kaçan Sadık'da, Amanya'ya Ayten'in yanına gitmiştir.
Metin adadan ayrıldıktan 19 sene sonra annesi ise Sadık'la birlikte Türkiye'ye
ve adaya geri gelir. Onları hayatta kalan tek yakınları olan Şerife karşılar.
37.
Antalya Altın Portakal Film Festivali (2000):
►
"Jüri Özel Ödülü" (Kutay Özcan)
8.
ÇASOD Seeçiminde (2001)
►
"En İyi Oyuncu", "Umut Veren Erkek Oyuncu" (Kutay Özcan)
4Eylül
Fırtınası, isminin yaptığı gönderme gibi, 12 Eylül ihtilali ve onun yarattığı
yıkıntılar üzerine yoğunlaşan bir film. Usta yönetmen Atıf Yılmaz, toplumumuzun
kollektif bilinçaltında ağır travmalar yaratan bu dönemi ele alırken, didaktik
bir tavır izlemek yerine o dönemi, bir çocuğun bakış açısı ve büyüme süreci üzerinden ve çevresiyle olan
ilişkilerinden yararlanarak gündeme getiriyor. Film, ele alınan dönemde
yaratılan şiddeti bizzat sergileme yöntemi seçmekten çok, bu durumları
sinemanın olanakları içinde hissettirerek, altını çizerek ilerliyor. Fakat
dönemin koşullarını yansıtmada, o dönemin televizyon haberlerine, aynı marka ve
model arabalara, basit aksesuarlara yaslanarak oldukça şematik bir atmosfer
duygusu oluşturuyor. Bu açılardan da yetersiz bir dönem analizi dikkat çekiyor ve
bu yaklaşım filme zarar veriyor. Şüphesiz bir sanat olarak sinemanın içeriği
önem taşıyor ama sinemayı sanat kategorisi içine en az içeriği kadar biçimi de
dahil ediyor. 1970'lerin parlak jönü olarak ortaya çıkan Tarık Akan, süreç
içinde yaşadığı niteliksel dönüşümle toplumsal içerikli filmlerin aranan
oyuncularından da biri olmuştu. Orta yaşlarda bir baba ve dedeyi canlandırdığı
bu filmde, ihtilalin sıradan ama belli bir bilinç seviyesindeki insanlar
üzerinde yarattığı travmayı yansıtmada başarılı görünüyor. Özellikle küçük
Metin'i oynayan Kutay Özcan, küçük bir çocuğu oynamasının da getirdiği avantaj
la bu rolün altından yönetmenin katkısıyla da da başarıyla kalkıyor. Aslında
bir türkücü olan Zara ise oyunculuk deneyiminde başarısız görünmüyor.
“Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında
Türk Sineması” syf, 216”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder