ESKİ FOTOĞRAFLAR (1998)
Yönetmen: Necef Uğurlu, Jülide Övür, Senaryo:
Ahmet Uğurlu (Dinçer Sümer'in oyunundan) Görüntü Yönetmeni: Salih
Dikişçi, Kurgu: Sedat Karadeniz, Müzik: Uğur Dikmen, Yapım: Grup
Üç Ajans/ Necef Uğurlu, Ahmet Uğurlu
Oyuncular:
Bennu Yıldırımlar, Ahmet Uğurlu
Konu: Bir pavyonda komi olarak çalışan
Seyit'i patronu, pavyonun şarkıcısı Sevtap'ı getirmesi için kadının oteline
gönderir. Sevtap sürekli öksürmekte ve hasta görünmektedir. Rahatsız olan
kadına Seyit yardımcı olur. Sevtap Seyit'e kendiisini gizlice gözetlediği için
bozulmuştur. Seyit böyle bir şey yapmadığını söyleyince Sevtap, Seyit'e,
pavyonda aranjman söyleyen Hicran'ın kapısına dayanmasını anımsatır. Aslında
öykü gerçekte Sevtap'ın bildiği gibi değildir ve Seyit. Hicran'a aşık olmuştur.
Bu arada Veli aramış Seyit'e küfrederek acele gelmelerini söylemiştir. Ağırdan
alan Sevtap, Seyit'e eski günlerden bahsetmektedir. Sevtap'ın gerçek adı
Nurcan'dır. Geçmişte o da genç, güzel ve masum bir genç kızdır. Serseri bir
adam olan eniştesi Cavit, ablasını ihmal etmekte ve işsiz güçsüz dolaşmaktadır.
Sürekli Nurcan'a aşık olduğunu söyleyen Cavit, onu sık sık taciz eder ve
birlikte yaşamak istediğini söyler. Bir istasyonun bekleme salonunda uyumakta olan adam trenin kalkışını kaçırır.
Gelen trenden başörtülü genç bir kadın iner. Kadınla istasyondaki adam sohbet
ederken, kadın adama türkücü olduğunu söyler ve ona gideceği yerin adresini
sorar. Adam genç kadının masum olduğuna inanmaz fakat kendini de kadına
yardımcı olmaktan alıkoyamaz. Üşüyen kadına montunu verir. Kadın montun
cebindeki silahı alarak intihara yeltenir, Sevtap isimli kadın yalnızlıktan ve
çaresizlikten bıkmıştır. Adam kadını ikna ederek silahı almaya çalışır. Adamın
Halilgiller lakaplı bir aileyle arasında kan davası vardır ve silahı onun için
taşımaktadır. Kadın gitmek ister ama adam onu bırakmak istemez. Birlikte bir
oda tutarlar. Adam kadını üç gün yalnız bırakmıştır. Geri döndüğünde
yatarlarken adam çok mutlu olduğunu, kadın da onu çok sevdiğini söyler.
Sevişirlerken birden kaldıkları odanın camları kırılır ve yaylım ateşi açılır.
Adam ortadan kaybolduğu üç günde ağabeyinin katilini öldürmeye gitmiş düşmanları
ise onu öldürerek intikamlarını almıştır. Neslihan, Numan isimli zengin bir
adamın apartmanında ona verdiği alt kattaki bir dairede çocuğuyla kalmaktadır.
Numan onu himayesine almıştır. Neslihan yaş gününde telefonla ablasıyla
konuşmaktadır. Fakat telefonun ucundaki fiş takılı değildir. Eve gelen Numan,
Neslihan'ın saçlarını kestirip boyamasına sinirlenmiştir. Bu arada Neslihan'dan
getirdiği yaş günü hediyesi olan elbiseyi giymesini ister. Neslihan, Numan'a
tepki göstererek ona evindeki fotoğraflardaki kişinin kim olduğunu sorar. Ondan
kendisiyle sevişmesini ister. Sevtap'la Seyit otel odasındadırlar. Seyit
banyoda olan Sevtap'ı telefona çağırır. Telefondaki kişi Sevtap'ın kızı
Suna'dır. Sevtap, Suna'ya beş ay sonra yanında olacağını söyler. Neşesi yerine
gelen Sevtap başına peruğunu saçlarının üstüne ise asasını takar. Bu arada
telefon çalmış ve Veli Sevtap'a kovulduğunu söylemiştir. Fenalaşan kadın
Seyit'in elleri arasına düşer. Seyit onu yatağa yatırır ve öldüğünü fark eder.
Veli'ye telefon açıp durumu bildiren Seyit'e, Veli, onu duyamadığın söylemektedir.
(Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında
Türk Sineması” syf, 168” )
ÖDÜL:
35.
Antalya Altın Portakal Film Festivali (1998)
►TRT
Özel Ödülü",
►"En İyi Müzik
Ödülü" (Uğur Dikmen).
& Oyunculuğuyla tanınan Jülide Övür ile özellikle
senaryo yazarlığıyla akıllarda yer edinmiş Necef Uğurlu'nun ortak yönettiği
Eski Fotoğraflar, onların ilk uzun metrajlı film yönetme deneyimlerini
oluşturuyor. "Dinçer Sümer'in aynı adlı oyunundan sinemaya uyarlanan ve
senaryosu Ahmet Uğurlu tarafından hazırlanan filmin... Sevtap'ın geçmişi ile
Seyit'in geleceği arasındaki gelgitler çerçevesinde, oyun yazıldığından bu yana
hiç değişmeyen sıradan insanların sıradan olmayan öykülerini anlatıyor Eski
Fotoğraflar". Yakalandığı hastalığın farkında olmayan Sevtap ev borcu
bitene dek dans etmek zorundadır. Pavyon'da yeni çalışmaya başlayan gariban
Seyit ise Almanya'ya gitme hayalleri kurarak bu cehennemden kurtulmanın
peşindedir Film kendi içinde ilginç özellikler içerirken, diğer yandan ekonomik
yetersizlikleri aşma çabasını da minimalist bir oyunculuk ve mekan anlayışına
da yaslanarak çözüyor. Filmin, Türk sinemasında çok aşına olduğumuz kan davası,
çaresizlikten pavyona düşme, imkansız aşklar, garibanlık vb. gibi alt başlıklar
üzerinden hareket ettiği dikkati çekerken, yaşanılan tüm durumlar dramlar iki
oyuncu tarafından canlandırılıyor. Aslında bu denemeci tavır, toplam üç
mekandan oluşan fakat filmin bütününe başarıyla yedirilmiş hissi veren mekan
kullanımına karşın, "Eski Fotoğraflar", filme çekilmiş tiyatro
duygusundan, teatral anlatım üslubundan tam olarak sıyrılamamış bir film. Bu
bir zaaf mı? Şüphesiz bir sinema filmi için zaaf. Filmin gerek başrol oyuncularının
gerekse de yönetmenlerinin tiyatro geçmişleri ve senaryonun da bir tiyatro
oyunundan uyarlanması bir filmde bir araya geldiğinde, ortaya çıkan sonuç,
sinemanın tiyatronun etkisinden sıyrılamamasına yol açıyor. Buna karşın Ahmet
Uğurlu, canlandırdığı komi, işsiz serseri enişte, intikam peşinde koşan adam ve
zengin, fakat iktidarsız adam tiplerini son derece başarıyla yansıtıyor. Diğer
yandan sonraki filmlerinde oyunculuğunun düzeyini geliştirdiği gözlenen Bennu
Yıldırımlar, Eski Fotoğraflar' da aynı kadının yaşamın dayatmalarına bağlı
olarak farklı yaşamlarını, kimlik arayışlarını yansıtmada belli bir başarıyı
yakalıyor. "Oyunla tanıştıktan tam 26 yıl sonra film tasarısını
gerçekleştirme olanağı bulan Ahmet Uğurlu, hem mali koşulları hem de doğru
oyuncuyu bir araya getirmenin zaman aldığını söylüyor. Proje için özellikle mi
kadın yönetmen seçtiği yolundaki soruları ise şöyle yanıtlıyor: 'Jülide ve
Necef'i kadın oldukları için değil, filmi iyi yöneteceklerine inandığım için
seçtim. Çok zor; büyük emek isteyen bir işti. Elbette kadın. duyarlığının da
filme katkısı olmuştur. Ama son toplamda bir araya gelmememizin nedeni kadın
olmaları değil, adam olmaları" Her ne kadar Eski Fotoğraflar sinema dili
açısından bir iddia içinde görünmese de, aslında yaşamı yorumlama ve bağımsız
bir tavırdan hareket ederek ele aldığı temayı yansıtma açısından bir başarı
tutturuyor. Yönetmenler aynı karakterlerin farklı kişilere dönüşmesini
kullanırken ve ülkemize özgü melodram kıvamında öyküler anlatırken bir bakıma
seyirciye içinde yaşadığı ülkenin koskocaman bir köy, birbirinin kopyası yaşamlar
ve insanlardan oluştuğu duygusun iletiyorlar. Biçim açısından ise üzerinde
durulabilecek, özellikle altı çizilebilecek ayrıntılar dikkati çekmiyor.
(Cumhuriyet G, Kültür Servisi, 13.07.1998). “
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder