KARIŞIK PİZZA (1997)
Yönetmen: Umur Turagay, Senaryo: Tamer
Baran, Uygar Şirin, Görüntü Yönetmeni: Patrice Marchhetti, Müzik: Ömer
Altunbay, Hakan Özer, Yapım: U.F.P (United Film Production/Faruk
Aksoy TEM Stüdyoları Ortak yapımı Kurgu:
Bülent Özdemir, Danışman: Yüksel Aksu, Sanat Yönetmeni: Ayşe
German, Jenerik Kurgu: Hilmi Güver, Işık: Süleyman Çekiç
(Gaffer), Durmuş Demir ezen (Bestboy), Efekt: Özcan Yıldız, Ulaşım: Celal
Demir,
Oyuncular:
Meltem Cumbul, Cem Özer, Ali Sürmeli, Olgun Şimşek, Sait Ergenç, Baysun Gökçin,
Erkan Taşdöğen, Sibel Gökçe, Parkan Özturan
Konu: Bir pizzacıda çalışan Murat,
sipariş üzerine metropol yaşamının vazgeçilmez parçası olan çok katlı
apartmanlardan birine verilen siparişi götürür. Kapıyı genç ve alımlı bir kadın
açar ve pizza parasını vermek için içeriye gider. Meraklı pizzacı, Emel isimli
kadının parayı getirmesi gecikince kendini eve girmekten alıkoyamaz. Pizzacı
modern döşenmiş evi gözden geçirirken genç kadın . Murat'ın alnına bir silah
dayayarak onu salondaki bir iskemleye bağlar. Emel fütursuzca tırnaklarını
törpülerken bir yandan da Murat'a sorular sormaktadır. Murat kadından kendisini
serbest bırakmasını ister. Emel bir telefon konuşması sonrasında pizzacıyı evde
yalnız bırakarak dışarı çıkar. Geri dönüşlü kurgu yapısıyla, İbo isimli birinin
kaldığı otele, Apo isimli bir mafya babasının adamları patronlarının parasını
tahsil etmek için gelirler. Bu arada Murat'ı rehin alan Emel, banyoda İbo'nun
dövülmesini dinlerken dışarı çıkar ve adamlara tahsil etmeye çalıştıkları
paraları yediklerini söyler. Emel uzun boylu olan Celal'in silahını alarak
İbo'yu vurur. Bu arada Murat bağlandığı iskemleden kurtulmuştur. Kaçmak için
kapının kilitli olduğunu fark edince balkona çıkar ve küçük bir çocuğun
yönlendirmesiyle yangın merdiveni bulmak için apartmanın dış duvarlarındaki
oluklarda yürür. Karşı apartmandaki çocuğun düşerken ölümünü videoya çekmek
için kendisini yanlış yönlendiğini fark eden Murat, Emel'in eve döndüğünü
görünce panikle geri dönerek elleri bağlıymış gibi iskemleye oturur. Emel onun
iplerini çözdüğünü fark edince Murat, Emel'e saldırmak istese de kadının
tabancası caydırıcı olur. Bu arada Apo'nun adamlarından biri buluştuğu Veysel
isimli bir adamı konuşmaması için öldürür. Veysel'in verdiği bilgiyle Apo'nun
adamları Celal ve Kenan patronları Apo'nun evini basarak adamlarını öldürürler,
Diğer adadaki Celal ve Kenan'ın aradığı adam yanındaki çantayla camdan
atlayarak kaçar. Celal uzun bir kovalamacadan sonra adamı vurarak çantayı alır,
Kenan ve Emel'le kaçar. Geri dönüşle Emel'in evinde, Emel, Kenan'ı yalnızlarken
vurarak öldürür. Emel, Celal eve geldiğinde Murat'ı gösterip sabah evden
çıktığında pizza getirme bahanesiyle gelip arkadaşı Kenan'ı vurduğunu söyler.
Emel'in yaptığı oyunla Celal Murat'ın Kenan'ı öldürdüğüne inanır. Geri dönüşle
Kenan patronları Abdullah'ı ortadan kaldırmak için Celal'i ikna etmeye çalışır.
Bu arada eve Halil ve adamı Hakkı gelirler. Halil, Kenan ve Celal'den
patronları Apo'dan çaldıkları malı almaya gelmiştir. Hakkı, Celal'i, Kenan'ı
öldürdüğünü zannederek silahla tehdit eder ve malı alıp parayı vererek gider.
Bu arada Murat'ı vurmak üzere olan Celal'i vuran Emel, Murat'a Apo'yu aratıp
adres ve telefon numarasını verdirtir ve paralarla ortadan kaybolur. Evi basan
Apo ve adamları, durumu anlamaya çalışırken telefon çalar. Telefonu adamının
elinden alan Abdullah, Emel'in telefona yerleştirdiği bombayı uzaktan
kumandayla patlamasıyla ölür. Adamlar kaçarken Murat'ı da vurmuşlardır. Olaydan
yaralı olarak kurtulan Murat'ı polis gözaltına alır. Gerçeği anlatamayan
Murat'ın akli dengesi bozulmuştur.
ÖDÜL:
35.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’'nde (1998)
►"Behlül
Dal özel ödülü"
►
Bülent Özdemir "en iyi kurgu"
2.
Ankara Film Festivali'nde (1999):
►Olgun
Şimşek "umut veren yeni erkek oyuncu"
Sadri
Alışık Ödülleri (1999)
►
Meltem Cumbul "en iyi kadın oyuncu".
&
Karışık Pizza"nın Tarantinovari filmlere yönelik parodi yanı açıkça
ortada. İş yapan, izleyici tarafından tutulan bu yabancı eğilime "Biz de
yaparız" mantığıyla göz kırpıldığı da belli oluyor. "Dünyayı Kurtaran
Adam" Yeşilçam'ın Hollywood bilimkurgu filmleriyle boy ölçüşme cesaretinin
sonucunda ortaya çıkmıştı.
"Amerikalı" ise net bir dalga
geçme örneğiydi. Bu iki filmin arasında bir yer edinen Karışık Pizza'da da
benzer cesareti görmek mümkün. Turagay, "taklitçi" olarak nitelendirilmeyi
baştan kabullenmiş ve bunun bir suçlama haline gelmemesi için de
"kolaj'a" yönelmiş sanki. (Tunca Arslan, Radikal G., 24 Şubat 1998)
“Agah Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü”
41990'lardan
sonra ülkemizin sinema ortamına ve diline reklam sektöründen gelen yönetmenler
ve onların reklam sinemasından aşina oldukları anlatım dili ve olanakları da
yansımaya başladı. Salt reklam değil aynı zamanda belgesel film yönetmeni
olarak adını duyurup Orhan Atasoy'un 'Gemiler', Mirkelam'ın 'Her Gece' , Demet
Sağıroğlu 'nun' Arnavut Kaldırımı' gibi klipleriyle tanınan Umur Turagay'ın,
iki genç sinema yazarının (Tamer Baran'la Uygar Şiirin'in) ortak senaryosundan
çektiği ilk uzun filmi 'Karışık Pizza', belirgin biiçimde son dönemin modası,
Tarantino filmlerinden kaynaklanan etkilere, esinlenmelere fazlasıyla açık,
hatta yer yer taklit izlenimi veren, sürekli eğlenceli ve esprili olmaya
çalışan, orta malı bir gerilim denemesi" Reklam ve klip sinemasından, uzun
metrajlı sinemaya geçme olgusu sadece bizim ülkemiz sinemasında değil, Amerika
dahil diğer ülke sinemalarında da geçerli. Film, ismiyle uyumlu bir şekilde
oldukça karışık ve kesmeyi noktalama işareti olarak kullanarak geçmiş ve
şimdiki zaman arasında geçişli bir anlatım tutturuyor. Reklam sinemasının
dinamik anlatım dili ve kurgu tekniği, Karışık Pizza'da yerine oturuyor.
"Baştan sona çeşitli filmleri ve sahneleri sürekli çağrıştıran 'Karışık
Pizza', gene geçer kalıplara uygun tezgahlanmış, 'alaturka bir kolaj' havasında
seyreden, renkli kılınmış bir eğlencelik sayılabilir... Eğer fazla ince eleyip
sık dokumadan, öykünün bir yerden sonra mantığı filan iplemeyişine
aldırmazsanız, gırgır, şamata, eğlenceyle karışık kotarılmış bu kapalı mekan
gerilim polisiye serüven çeşitlemesinden yer yer tat alabilirsiniz ... Sona doğru
sökün eden 'Maksat muhabbet olsun!' adlı şarkıya nazire yaparcasına, sanki amaç
‘görüntü tempo, şenlik, şiddet, mizah dolsun, eğlencelik film olsun'
yaklaşımıyla gerçekleştirdiği açık seçik ortaya çıkıyor " (Sungu Çapan,
Cumhuriyet G. 27 Şubat 1998)
4 Cinsel bilimci Shere
Hite'ın ünlü anket sorularını yanıtlayan geç bir kadın, ağız yoluyla (Cunilingus)
"klitoral uyarılma fantezisi" konusunda ilginç bir deyim kullanır:
"Cunilingus
çok tatlı, sevecen ve gerilimlidir. Yasaklandığı için erotiktir. Bir tür
'derinden öpüşmek' gibi bir şey ... "
Böylesine bir "derinden
öpüşme" sahnesini Umur Turagay’ın 1997'de yönettiği "ilk uzun
metrajlı sinema filmi" olan "Karışık Pizza’da görürüz. Filmin bir
sahnesinde Meltem Cumbul ile Cem Özer sevişmektedirler. Bu sahne, kapısı yarı
açık yatak odasının aralığından, yani dairenin salonundan görüntülenir. Kamera
röntgenci, bir başka deyişle "dikizci bir göz" gibidir. Biz, gangster
Celal rolündeki Cem Özer'i göremeyiz. Kapı aralığından beline kadar görülen
yalnızca, yatağa sırtüstü uzanmış Cumbul'dur. Ya Cem Özer Cumbul’un
neresindedir? .. Film boyuncu askılı elbisesiyle, tam yerine oturmuş şuh kadın
Emel rolüyle cinsel bir defile sergileyen Cumbul’un, bu sahnesinde yataktaki
başını sağa sola inleyerek çevirdikçe aşığının nerede ve hangi pozisyonda
olduğunu anlarız. Hele kilitoral orgazmın aşamasına geçildiğinde “Yala… Yala”
dedikçe. “Agah Özgüç, Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi”
Televizyonların haberden eğlenceye, diziden
talkshow'lara iyice yaygınlaşan o vıcık Vıcık kültür (süzlük) düzeyi sinemada
da yansımasını bulmaya başladı. Hiçbir anlam ifade etmeyen, hiçbir şey
anlatmayan, hiçbir özü, derinliği veya boyutu olmayan filmler yapılıyor, zaman
zaman ... Sonra bunlar, zaten hepsi medyanın gözdesi olan yıldız(cık) larla,
bol mankenli veya gençlik radyosu çalışanlı galalarla yeniden medyaya yansıyor.
Kendinize bir de sinemanın gerçek değerlerini ıskalayıp geçmeyi iş edinmiş
postmodern eleştirmen ilgisi ve övgüsü sağladınız mı, yan gel de yat ...
İşte son örnek... Reklam ve
'klip' yönetmeni bir arkadaş, sözümona bir karafilme sıvanmış. Söylenene göre
kendisi GodardModard lafları ediyormuş ya, filmin, daha çok son dönemin
Tarantino soslu Amerikan soygun ve suç filmlerine özendiği açık.
Ama o
filmlerin ardındaki tüm bir gelenek, kültür veya estetik, toplumsal siyasal
oluşumlar veya o filmlerin özünü oluşturan o çok tipik, ihraç ve de taklit
edilemez Amerikan türü bizde nerede? Film, öylesine zavallı biçimde sırıtıyor
ki, gerçekten acıdım. Ama onlar bizim paramıza ve zamanımıza acıyor mu? Benden
size tavsiye: bu karmakarışık medyatik pizzanın uzağında durun. Yoksa mideniz
bozulur!. .. “Atilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları” syf 104”
FİLMİ İZLE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder