Powered By Blogger

12 Aralık 2022 Pazartesi

 

KARIŞIK PİZZA (1997) 


Yönetmen: Umur Turagay, Senaryo: Tamer Baran, Uygar Şirin, Görüntü Yönetmeni: Patrice Marchhetti, Müzik: Ömer Altunbay, Hakan Özer, Yapım: U.F.P (United Film Production/Faruk Aksoy  TEM Stüdyoları Ortak yapımı Kurgu: Bülent Özdemir, Danışman: Yüksel Aksu, Sanat Yönetmeni: Ayşe German, Jenerik Kurgu: Hilmi Güver, Işık: Süleyman Çekiç (Gaffer), Durmuş Demir ezen (Bestboy), Efekt: Özcan Yıldız, Ulaşım: Celal Demir,

 

Oyuncular: Meltem Cumbul, Cem Özer, Ali Sürmeli, Olgun Şimşek, Sait Ergenç, Baysun Gökçin, Erkan Taşdöğen, Sibel Gökçe, Parkan Özturan

 Konu: Bir pizzacıda çalışan Murat, sipariş üzerine metropol yaşamının vazgeçilmez parçası olan çok katlı apartmanlardan birine verilen siparişi götürür. Kapıyı genç ve alımlı bir kadın açar ve pizza parasını vermek için içeriye gider. Meraklı pizzacı, Emel isimli kadının parayı getirmesi gecikince kendini eve girmekten alıkoyamaz. Pizzacı modern döşenmiş evi gözden geçirirken genç kadın . Murat'ın alnına bir silah dayayarak onu salondaki bir iskemleye bağlar. Emel fütursuzca tırnaklarını törpülerken bir yandan da Murat'a sorular sormaktadır. Murat kadından kendisini serbest bırakmasını ister. Emel bir telefon konuşması sonrasında pizzacıyı evde yalnız bırakarak dışarı çıkar. Geri dönüşlü kurgu yapısıyla, İbo isimli birinin kaldığı otele, Apo isimli bir mafya babasının adamları patronlarının parasını tahsil etmek için gelirler. Bu arada Murat'ı rehin alan Emel, banyoda İbo'nun dövülmesini dinlerken dışarı çıkar ve adamlara tahsil etmeye çalıştıkları paraları yediklerini söyler. Emel uzun boylu olan Celal'in silahını alarak İbo'yu vurur. Bu arada Murat bağlandığı iskemleden kurtulmuştur. Kaçmak için kapının kilitli olduğunu fark edince balkona çıkar ve küçük bir çocuğun yönlendirmesiyle yangın merdiveni bulmak için apartmanın dış duvarlarındaki oluklarda yürür. Karşı apartmandaki çocuğun düşerken ölümünü videoya çekmek için kendisini yanlış yönlendiğini fark eden Murat, Emel'in eve döndüğünü görünce panikle geri dönerek elleri bağlıymış gibi iskemleye oturur. Emel onun iplerini çözdüğünü fark edince Murat, Emel'e saldırmak istese de kadının tabancası caydırıcı olur. Bu arada Apo'nun adamlarından biri buluştuğu Veysel isimli bir adamı konuşmaması için öldürür. Veysel'in verdiği bilgiyle Apo'nun adamları Celal ve Kenan patronları Apo'nun evini basarak adamlarını öldürürler, Diğer adadaki Celal ve Kenan'ın aradığı adam yanındaki çantayla camdan atlayarak kaçar. Celal uzun bir kovalamacadan sonra adamı vurarak çantayı alır, Kenan ve Emel'le kaçar. Geri dönüşle Emel'in evinde, Emel, Kenan'ı yalnızlarken vurarak öldürür. Emel, Celal eve geldiğinde Murat'ı gösterip sabah evden çıktığında pizza getirme bahanesiyle gelip arkadaşı Kenan'ı vurduğunu söyler. Emel'in yaptığı oyunla Celal Murat'ın Kenan'ı öldürdüğüne inanır. Geri dönüşle Kenan patronları Abdullah'ı ortadan kaldırmak için Celal'i ikna etmeye çalışır. Bu arada eve Halil ve adamı Hakkı gelirler. Halil, Kenan ve Celal'den patronları Apo'dan çaldıkları malı almaya gelmiştir. Hakkı, Celal'i, Kenan'ı öldürdüğünü zannederek silahla tehdit eder ve malı alıp parayı vererek gider. Bu arada Murat'ı vurmak üzere olan Celal'i vuran Emel, Murat'a Apo'yu aratıp adres ve telefon numarasını verdirtir ve paralarla ortadan kaybolur. Evi basan Apo ve adamları, durumu anlamaya çalışırken telefon çalar. Telefonu adamının elinden alan Abdullah, Emel'in telefona yerleştirdiği bombayı uzaktan kumandayla patlamasıyla ölür. Adamlar kaçarken Murat'ı da vurmuşlardır. Olaydan yaralı olarak kurtulan Murat'ı polis gözaltına alır. Gerçeği anlatamayan Murat'ın akli dengesi bozulmuştur.

ÖDÜL:

35. Antalya Altın Portakal Film Festivali’'nde (1998)

►"Behlül Dal özel ödülü"

► Bülent Özdemir "en iyi kurgu"

2. Ankara Film Festivali'nde (1999):

►Olgun Şimşek "umut veren yeni erkek oyuncu"

Sadri Alışık Ödülleri (1999)

► Meltem Cumbul "en iyi kadın oyuncu".

& Karışık Pizza"nın Tarantinovari filmlere yönelik parodi yanı açıkça ortada. İş yapan, izleyici tarafından tutulan bu yabancı eğilime "Biz de yaparız" mantığıyla göz kırpıldığı da belli oluyor. "Dünyayı Kurtaran Adam" Yeşilçam'ın Hollywood bilimkurgu filmleriyle boy ölçüşme cesaretinin sonucunda ortaya çıkmıştı.

"Amerikalı" ise net bir dalga geçme örneğiydi. Bu iki filmin arasında bir yer edinen Karışık Pizza'da da benzer cesareti görmek mümkün. Turagay, "taklitçi" olarak nitelendirilmeyi baştan kabullenmiş ve bunun bir suçlama haline gelmemesi için de "kolaj'a" yönelmiş sanki. (Tunca Arslan, Radikal G., 24 Şubat 1998) “Agah Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü”

 41990'lardan sonra ülkemizin sinema ortamına ve diline reklam sektöründen gelen yönetmenler ve onların reklam sinemasından aşina oldukları anlatım dili ve olanakları da yansımaya başladı. Salt reklam değil aynı zamanda belgesel film yönetmeni olarak adını duyurup Orhan Atasoy'un 'Gemiler', Mirkelam'ın 'Her Gece' , Demet Sağıroğlu 'nun' Arnavut Kaldırımı' gibi klipleriyle tanınan Umur Turagay'ın, iki genç sinema yazarının (Tamer Baran'la Uygar Şiirin'in) ortak senaryosundan çektiği ilk uzun filmi 'Karışık Pizza', belirgin biiçimde son dönemin modası, Tarantino filmlerinden kaynaklanan etkilere, esinlenmelere fazlasıyla açık, hatta yer yer taklit izlenimi veren, sürekli eğlenceli ve esprili olmaya çalışan, orta malı bir gerilim denemesi" Reklam ve klip sinemasından, uzun metrajlı sinemaya geçme olgusu sadece bizim ülkemiz sinemasında değil, Amerika dahil diğer ülke sinemalarında da geçerli. Film, ismiyle uyumlu bir şekilde oldukça karışık ve kesmeyi noktalama işareti olarak kullanarak geçmiş ve şimdiki zaman arasında geçişli bir anlatım tutturuyor. Reklam sinemasının dinamik anlatım dili ve kurgu tekniği, Karışık Pizza'da yerine oturuyor. "Baştan sona çeşitli filmleri ve sahneleri sürekli çağrıştıran 'Karışık Pizza', gene geçer kalıplara uygun tezgahlanmış, 'alaturka bir kolaj' havasında seyreden, renkli kılınmış bir eğlencelik sayılabilir... Eğer fazla ince eleyip sık dokumadan, öykünün bir yerden sonra mantığı filan iplemeyişine aldırmazsanız, gırgır, şamata, eğlenceyle karışık kotarılmış bu kapalı mekan gerilim polisiye serüven çeşitlemesinden yer yer tat alabilirsiniz ... Sona doğru sökün eden 'Maksat muhabbet olsun!' adlı şarkıya nazire yaparcasına, sanki amaç ‘görüntü tempo, şenlik, şiddet, mizah dolsun, eğlencelik film olsun' yaklaşımıyla gerçekleştirdiği açık seçik ortaya çıkıyor " (Sungu Çapan, Cumhuriyet G. 27 Şubat 1998)

4 Cinsel bilimci Shere Hite'ın ünlü anket sorularını yanıtlayan geç bir kadın, ağız yoluyla (Cunilingus) "klitoral uyarılma fantezisi" konusunda ilginç bir deyim kullanır:

"Cunilingus çok tatlı, sevecen ve gerilimlidir. Yasaklandığı için erotiktir. Bir tür 'derinden öpüşmek' gibi bir şey ... "

Böylesine bir "derinden öpüşme" sahnesini Umur Turagay’ın 1997'de yönettiği "ilk uzun metrajlı sinema filmi" olan "Karışık Pizza’da görürüz. Filmin bir sahnesinde Meltem Cumbul ile Cem Özer sevişmektedirler. Bu sahne, kapısı yarı açık yatak odasının aralığından, yani dairenin salonundan görüntülenir. Kamera röntgenci, bir başka deyişle "dikizci bir göz" gibidir. Biz, gangster Celal rolündeki Cem Özer'i göremeyiz. Kapı aralığından beline kadar görülen yalnızca, yatağa sırtüstü uzanmış Cumbul'dur. Ya Cem Özer Cumbul’un neresindedir? .. Film boyuncu askılı elbisesiyle, tam yerine oturmuş şuh kadın Emel rolüyle cinsel bir defile sergileyen Cumbul’un, bu sahnesinde yataktaki başını sağa sola inleyerek çevirdikçe aşığının nerede ve hangi pozisyonda olduğunu anlarız. Hele kilitoral orgazmın aşamasına geçildiğinde “Yala… Yala” dedikçe. “Agah Özgüç, Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi”

 Televizyonların haberden eğlenceye, diziden talkshow'lara iyice yaygınlaşan o vıcık Vıcık kültür (süzlük) düzeyi sinemada da yansımasını bulmaya başladı. Hiçbir anlam ifade etmeyen, hiçbir şey anlatmayan, hiçbir özü, derinliği veya boyutu olmayan filmler yapılıyor, zaman zaman ... Sonra bunlar, zaten hepsi medyanın gözdesi olan yıldız(cık) larla, bol mankenli veya gençlik radyosu çalışanlı galalarla yeniden medyaya yansıyor. Kendinize bir de sinemanın gerçek değerlerini ıskalayıp geçmeyi iş edinmiş postmodern eleştirmen ilgisi ve övgüsü sağladınız mı, yan gel de yat ...

İşte son örnek... Reklam ve 'klip' yönetmeni bir arkadaş, sözümona bir karafilme sıvanmış. Söylenene göre kendisi GodardModard lafları ediyormuş ya, filmin, daha çok son dönemin Tarantino soslu Amerikan soygun ve suç filmlerine özendiği açık.

Ama o filmlerin ardındaki tüm bir gelenek, kültür veya estetik, toplumsal siyasal oluşumlar veya o filmlerin özünü oluşturan o çok tipik, ihraç ve de taklit edilemez Amerikan türü bizde nerede? Film, öylesine zavallı biçimde sırıtıyor ki, gerçekten acıdım. Ama onlar bizim paramıza ve zamanımıza acıyor mu? Benden size tavsiye: bu karmakarışık medyatik pizzanın uzağında durun. Yoksa mideniz bozulur!. .. “Atilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları” syf 104”


 FİLMİ İZLE 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder